Android cihazlar için ücretsiz antivirüs programları

Android cihazlar için ücretsiz antivirüs programları

İnsan, yarım akıllı bir cep telefonundan (Sony Ericsson Aspen [M1i]) akıllı bir telefona (Samsung Galaxy S II) geçiş yaptığında ister istemez bir şaşkınlık evresi yaşıyor. Hele ki yarım akıllı, eli kolu bağlı bir işletim sistemi (Windows Mobile 6.5) ile çalışırken, akıllı telefonda Android gibi kendisi ile yapılabileceklerin sınırı olmayan bir işletim sistemi varsa. Birkaç ay önce aynen bu durumla karşı karşıya kaldım. Şükür ki, bu şaşkınlığı üzerimden atmam pek de uzun sürmedi. Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra öğrendiklerimi fırsat buldukça Android kategorisi altında yazmaya çalışacağım.

Bilgi sistemlerinde birinci sıranın güvenlik olduğunu düşündüğüm için, Android kategorisinin ilk yazısında Android cihazlarda kullanılabilecek ücretsiz antivirüs programlarından seçtiğim birkaçı hakkında bilgiler aktaracağım.

Kendileri hakkında bilgi ve ekran görüntüsü paylaştığım programları aşağıya alfabetik olarak sıralıyorum. Zira hangisinin daha iyi olduğu, kullanıcının ihtiyaçları ile belirlenebilecek bir durum ve aşağıdaki bilgiler ışığında her kullanıcı kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak programı belirleyebilecektir. Kendi cihazımda NetQin Mobile Security kullandığımı da ek bilgi olarak kayda geçeyim. :)

Antivirus Free

Çok fazla özelliği olmayan fakat yüklenen programları dahi virüs kontrolünden geçiren bu uygulama, bazı antivirüs programlarında şikâyet nedeni olan sistemi ağırlaştırma gibi olumsuz bir özelliğe sahip değil. Temel düzey kullanıcılar için rahatlıkla kullanılabilecek olan program, günlük istenilen bir saatte tarama yapacak şekilde zamanlanabiliyor. Gerçek zamanlı koruması açılıp kapatılabilen program, virüs veri tabanını manuel olarak güncellemeye de izin veriyor.

Antivirus Free programına aşağıdaki Android Market bağlantısından ulaşabilirsiniz.
https://market.android.com/details?id=com.zrgiu.antivirus

Bitdefender Mobile Security

Antivirüs yazılımları arasında önemli bir yere sahip olan Bitdefender firmasının ürünü olan Bitdefender Mobile Security, etkileyici ara yüzü ile olduğu kadar sunduğu özellikler ve hizmetlerle de dikkati çekiyor.

Programın ana özelliği olan Malware Scanner ile yüklü uygulamalarınızı ve sistem dosyalarınızı tarayabileceğiniz gibi harici kartınızın içeriğini de tarayabiliyorsunuz.

Security Audit özelliği ile cihazınızda kurulu uygulamaların erişim izinlerini (internet erişimi, cihazınızın ve/veya hattınızın çeşitli bilgilerini görme, bunları değiştirme gibi) görebiliyorsunuz. Bu sayede kurulum esnasında gözünüzden kaçmış bazı ekstra izinlere sahip programlar varsa bunları tespit edip kaldırma konusunu bir kere daha düşünebilirsiniz.

Web Security özelliği, isminden de anlaşılacağı üzere mobil cihazınızla internette gezdiğiniz sitelerde karşılaşabileceğiniz tehditleri haber verip sizi bu tehditlerden korumaya yarıyor.

Hırsızlık koruması olan Anti-Theft özelliği ile Bitdefender internet sitesinden açacağınız hesap bilgilerinizi girdiğinizde cihazınızı internet üzerinden takip edebilirsiniz. Eğer programa gerekli yetkileri vermişseniz bir hırsızlık durumunda cihazınızı yönetebilir, cep telefonunuzun içeriğine başkalarının erişimini engellemek için verilerinizi dahi silebilirsiniz. Bu arada Bitdefender hesabı ile yaptığım konum belirleme testinde cep telefonu konumunun nokta atışı ile gösterildiğini söylemeden geçemeyeceğim.

Bitdefender Mobile Security programına aşağıdaki Android Market bağlantısından ulaşabilirsiniz.
https://market.android.com/details?id=com.bitdefender.security

Dr.Web Anti-virus Light

Dr.Web Anti-virus Light, gelişmiş özelliklere sahip hızlı ve hafif bir mobil antivirüs programı olarak tanımlanabilir.

Anlık virüs korumasına sahip olan program hızlı tarama, tam tarama ve seçime bağlı dosya ve dizinleri tarama seçeneklerini sunuyor. Özellikle şarj konusunda sıkıntı yaşadığımız akıllı telefonlarda, diğer programların çoğunda bulunmayan bu seçenekler sayesinde lokal veya hızlı tarama yaptırarak kaynak tüketimi ve zaman konusunda bir miktar fayda sağlayabiliriz.

Programın Statistics bölümünde, tarama istatistiklerinin yanında geçmiş tarama bilgilerinin kayıtlarına, Quarantine bölümünde de karantinaya alınmış dosyalarınızın listesine ulaşabiliyorsunuz.

Virüs veritabanı güncelleme kontrolü yapmak istediğinizde programın ana ekranında yer alan Update butonu ile bu işlemi yapabiliyorsunuz.

Dr.Web Anti-virus Light programına aşağıdaki Android Market bağlantısından ulaşabilirsiniz.
https://market.android.com/details?id=com.drweb

GuardX Antivirus

Temel virüs tarama ve virüsten koruma özelliklerine sahip bir diğer antivirüs programı olan GuardX Antivirus de anlık tarama özelliğinin yanında zamanlı tarama ve manuel virüs veritabanı güncellemesinin yanında virüs veritabanı güncellemelerini haftalık olarak sorgulama özelliğine de sahip. Günlük ve haftalık olarak otomatik tarama yapma özelliği de olan GuardX Antivirus programına aşağıdaki Android Market bağlantısından ulaşabilirsiniz.
https://market.android.com/details?id=org.qstar.guardx

NetQin Security & Anti-virus

Oldukça gelişmiş bir antivirüs ve güvenlik yazılımı olan NetQin Security & Anti-virus, Bitdefender Mobile Security programında da bulunan uygulama erişim izinlerini görme özelliğini Privacy protection ismi ile sunuyor. Bu özellik sayesinde hangi uygulamaların adres defterinize, SMS/MMS mesajlarınıza, konum ve cihaz bilgilerinize eriştiğini görüp isterseniz programları kaldırabiliyorsunuz.

Antivirüs başlığı altında gerçek zamanlı koruma ve internet koruması özelliklerini açıp kapatmaya olanak tanıyan programda, tam tarama ve özelleştirilmiş tarama olmak üzere iki farklı virüs taraması seçeneği bulunuyor. Yine aynı başlık altında tutulan işlem kayıtlarına da erişebiliyorsunuz.

Cihazın kaybolması durumunda konum bilgisine erişime ve SIM kart değişikliklerini başka bir cep telefonu numarasına SMS mesajı olarak gönderebiliyor.

Programın ekstra özelliklerinden biri rehber yedeğini almaya olanak tanıması ise bir diğer ekstra özelliği de kuşkusuz sistem optimizasyon araçlarını sunuyor olmasıdır. Tabi rehber yedeğini alabilmeniz için i.netqin.com adresinden ücretsiz bir hesap almış olmanız gerekiyor.

Sistem optimizasyonu başlığı altında cihazınızda çalışan uygulamaları görüp kullanmadıklarınızı sonlandırabilir, sisteminize yüklenmiş programların yedeklerini alabilir ve bu programlardan istemediklerinizi kaldırabilirsiniz. Ayrıca yine bu başlık altında bulunan ROM app manager seçeneği ile işletim sisteminizle gelen programları görüp yine bunları kaldırma işlemini yapabiliyorsunuz. Tabi bu işlemi yapabilmek için sistemde root yani yönetici yetkisi almış olmanız gerekiyor. İleri düzeyde sistem bilginiz yoksa bu bölümde işlem yapmayı tavsiye etmem. Çünkü yanlışlıkla sistemin çalışması için gerekli bir programı kaldırırsanız telefonunuz çalışmaz hale gelebilir.

Programı, ayarlar bölümünden haftada veya 15 günde bir tarama yapacak şekilde zamanlayabilirsiniz. Sistem açılışında programın otomatik olarak başlayıp başlamamasını ve durum çubuğunda program simgesinin görünüp görünmemesini de yine ayarlar bölümünden seçebiliyorsunuz.

Network manager başlığı altında internete erişim sağlamış programları görebilmenizin yanında aylık bir kota belirleyip bu kotadan ne kadarını kullandığınızı görmenize de olanak tanınıyor olması, trafik kontrolü için ekstra program kullanma ihtiyacını ortadan kaldırmış.

Programda masaüstüne eklemek için bileşen desteği de bulunuyor. Bu bileşen ile çalışan ve o anda internete erişim sağlayan uygulamaların sayısını, boştaki RAM miktarını görebilir, WiFi’yi, sessiz ve uçuş modunu açıp kapatabilir, Optimize butonu ile de tek dokunma ile sistem optimizasyonu yaparak arka planda çalışan gereksiz uygulamaları kapatabilirsiniz.

Ücretsiz sürümünde virüs veritabanını otomatik olarak güncellemeye izin vermemesi ve NetQin hesabı gerektiren işlemlerde sunucularının Çin lokasyonlu olmasından kaynaklanan işlem yavaşlığı programın olumsuz özellikleri olarak sayılabilir.

NetQin Security & Anti-virus programına aşağıdaki Android Market bağlantısından ulaşabilirsiniz.
https://market.android.com/details?id=com.nqmobile.antivirus20

WordPress 3.2 biraz daha güzel…

Dünya üzerinde bireysel sitelerden tutun da kurumsal birçok siteye kadar kullanılan WordPress, birkaç saat önce yeni sürümü 3.2’yi yayınladı. Özellikle yönetim paneli kısmında dikkate değer birçok değişiklik ve iyileştirme yapıldı. Her ne kadar yönetim paneline eklenen bazı yeni özellikler, Türkçe çevirisini benim yaptığım Fluency Admin eklentisi ile epey zamandır kullanılabilen özellikler olsa da eklentiye ihtiyaç kalmadan bu özellikleri kullanabiliyor olmak ayrı bir güzellik.

Peki, WordPress’in 3.2 sürümü ile gelen belli başlı özellikler neler? İşte bu soruya verilebilecek birkaç cevap…

1. Yönetim panelinde oldukça köklü değişiklikler yapıldı. Varsayılan font olarak tercih edilen Arial ile yönetim panelinin daha okunaklı olduğunu söylemek mümkün.

2. Site menüsü, eskisine nazaran daha az yer kaplayacak şekilde yeniden düzenlendi. Fakat hala alt menülere erişmek için tıklamak gerekiyor. Zamanla üzerine gelince alt menüler açılacak şekilde yapılacaktır diye düşünüyorum.

3. Tüm yenitim panelinde kullanılan kutuların yuvarlak kenarları keskinleştirildi. Bu durum, oldum olası yuvarlak kenarlardan hoşlanmayan benim gibiler için güzel bir durum olsa gerek.

4. Fluency Admin eklentisi ile gelen özelliklerden biri olan tam ekran düzenleme özelliği eklendi.

5. Admin Bar kısmına birkaç menü ögesi daha eklenerek biraz daha geliştirildi. Fakat hala menülerin tamamını görebilmek mümkün değil.

6. Yapılan gereksinim değişiklikleri ile gerekli MySQL sürümü 5.0’a, gerekli PHP sürümü de 5.2.4’e yükseltildi.

7. Sayfaların daha hızlı yüklenmesi ve daha az kaynak tüketimi için iyileştirme ve optimizasyonlar yapıldı, AJAX istekleri azaltıldı.

8. Varsayılan tema “Twenty Eleven” olarak değiştirildi.

9. Internet Explorer 6 desteği kaldırıldı.

Daha fazla ayrıntı için https://codex.wordpress.org/Version_3.2 adresini ziyaret etmekte fayda var.

WordPress 3.2 Yazı düzenleme paneli (Edit post)

WordPress 3.2 Yazı düzenleme paneli (Edit post)

WordPress 3.2 Tam ekran modu (Full screen mode)

WordPress 3.2 Tam ekran modu (Full screen mode)

SEO hurafeleri

Bir konu hakkında ne kadar çok uzman var ise o konuda uzman sayısından katbekat fazla da enformasyon var demektir. Bu enformasyonun alıcı tarafında bulunan kişiler; konu SEO gibi hem görünüşte kolay hem de prestiji bol bir alan olduğunda kısa zamanda diğer tarafa geçmeye hevesleniyor ve bir anda deyim yerindeyse başımıza SEO uzmanı kesiliveriyorlar. Bu durumda da bir bilginin dilden dile, elden ele dolaşması sonucu da doğal olarak vermek istediği mesajın dışına çıkarak evrim geçirmesi kaçınılmaz oluyor, sonuçta da hurafe haline geliyor.

Epey uzun zamandır kişisel site sahibi ve çok sık olmasa da çeşitli konularda yazılar yazan biri olarak literatüre SEO olarak giren arama motoru optimizasyonu konusunda yazı yazmamayı prensip edinmiştim. Fakat gerek sosyal mecrada, gerekse forumlarda gördüğüm kadarıyla her iki devrik cümle kurmayı becerebilenin SEO uzmanı olduğunu iddia etmesi ve bu konuda makaleler yazmaya yeltenmesi üzerine, herkesin ezberi haline gelen bazı yanlışlıkları düzeltme gerekliliği bu prensibimi bir kenara bırakmamı zorunlu kıldı. Artık bu sitede SEO kategorisi de var ve SEO yani arama motoru optimizasyonu konusunda da sıklıkla olmasa da ara sıra yazılar göreceksiniz.

Bu kategorinin ilk yazısına konu olarak SEO alanında herkesin diline pelesenk olmuş ve mutlak doğru kabul edilen fakat sadece ezberden öteye gitmeyen bazı yanlışları / eksikleri yani SEO hurafelerini dilimin döndüğünce listeleyip açıklamaya çalışacağım.

Lafı fazla uzatmadan SEO konusunda hurafe haline gelmiş, aslında çok az gerçekliği olan veya hiç olmayan bazı yerleşik kanıları listelemeye başlayalım.

1. “Alan adının SEO üzerine etkisi çok fazladır”

Baştan sona hurafe olan bir kanıdır bu. Deyim yerindeyse ipin ucunu kaçırmayacak derecede makul ve mantıklı olduğu müddetçe bir alan adının diğer alan adı üzerine üstünlüğünün olduğunu söylemek saçmalıktan öteye gitmez. Bunun en güzel örneğini FriendFeed üzerinde yapılan bir tartışma esnasında yaptığım ufak bir araştırma sonucu görmüştüm ki oradaki verileri kısaca buraya da aktarmakta fayda var:

Aranan kelime; haber. Gösterilen ilk 10 sonuçtan 6’sının alan adında haber kelimesi geçiyor, 4’ünde geçmiyor. 1., 8., 9. ve 10. sırada gösterilen sitelerin alan adlarında anahtar kelime (haber) yok. Bu sonucu sağlıklı değerlendirebilmek için içeriği haber olan sitelerin tamamının alan adlarını bilmek, bu alan adlarından kaçında haber kelimesinin geçip kaçında geçmediği istatistiğine sahip olmak gerekiyor. Normal şartlar altında (ilk 10 sonuca bakarak) bu oranın 6’ya 4 olması gerekiyor. Yani 100 haber sitesinin 60’ının alan adında haber kelimesinin geçmesi gerekiyor. Fakat arama sonucunun diğer sayfalarını da incelediğinizde bunun mümkün olmadığını görüyorsunuz. Bu sonuçtan yola çıkarak alan adında anahtar kelime geçmeyen sitelerin alan adında anahtar kelime geçen birçok siteyi (hem de haddinden fazla çok siteyi) geride bıraktığını görüyoruz ki bu; alan adında anahtar kelimenin geçmesinin önemli olduğunu iddia edenlerin düşüncesinin aksini gösteriyor.

Aranan kelime; spor. Gösterilen ilk 10 sonuçtan 5’inin alan adında spor kelimesi geçiyor, 5’inde geçmiyor.

Aranan kelime; futbol. Gösterilen ilk 10 sonuçtan 2’sinin alan adında futbol kelimesi geçiyor, 8’inde geçmiyor.

Aranan kelime; kadın. Gösterilen ilk 10 sonuçtan 6’sının alan adında kadın kelimesi geçiyor, 4’ünde geçmiyor.

Aranan kelime; resim. Gösterilen ilk 10 sonuçtan 6’sının alan adında resim kelimesi geçiyor, 4’ünde geçmiyor.

Burada değinmeden geçemeyeceğim ve üzerinde durulması gereken başka bir konu daha var; alan adlarında geçebilecek kadar jenerik veya kısa anahtar kelimelerde üst sıralarda çıkarak hatırı sayılır miktarda ziyaretçi sağlamak günümüzde artık mümkün değildir. Çünkü neredeyse her alanda artık marka haline gelmiş kurumlar ve bu kurumların siteleri vardır. Ziyaretçi, jenerik / kısa anahtar kelimelerle arama yapmak yerine marka ismiyle veya daha çok sonuç verecek genel kelimeler yerine daha dar çerçevesi bulunan ve ulaşmak istediği şeye en yakın sonuç verecek kelime öbekleri ile arama yapmayı tercih etmektedir. Yani haber okumak isteyen bir kişi “haber” anahtar kelimesi ile arama yapıp çıkan sonuçlardan birini seçmek yerine “haber7” veya “haberturk” gibi kelimelerle arama yapmaktadır. Bu durumun kulağa saçma veya mantıksız gelmesi gerçek bir tespit olmasını değiştirmiyor!

2. “Alan adının uzantısı SEO açısından çok önemlidir”

Bu da başka bir hurafedir ve gerçeklik payı neredeyse hiç yoktur. Alan adı uzantıları tespit edilirken yapılan daha doğrusu düşünülen sınıflandırma çok da başarılı olamadığı için alan adı uzantısı artık arama motorları için siteleri sınıflandırma / kategorize etme kriteri olmaktan çıkmıştır. Resmi belgelerle alınabilen uzantılar (edu, edu.tr, gov, gov.tr vs.) ve katı kayıt kuralları bulunan ülke uzantıları dışında kalan alan adı uzantıları arama motorları için artık birbirinden farksızdır.

Bazı alan adı uzantılarının (edu ve gov gibi) kısa sürelerde yüksek PageRank değerleri alması, bu uzantılara arama motorları tarafından özel muamele yapıldığını düşündürse de bu durumun makul ve mantıklı gerekçelerinin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim bir kamu sitesinin referans gösterilme oranı ile kişisel veya alelade bir sitenin referans gösterilme oranı aynı değildir. Özellikle üniversitelere tahsisli edu uzantılı sitelere oldukça çok site tarafından bağlantı verilmesi, bu sitelerin PageRank değerlerinin kolay bir şekilde yükselmesine neden olmaktadır. Bir de bu sitelerin kendi aralarında bağlantı ağı örmeleri (üniversitelerin diğer üniversitelere, kamu kurumlarına bağlantı vermesi) de yine başka bir olumlu etkendir ve zaten yüksek olan PageRank değerlerini daha da yükseltmektedir.

3. “Kopya içerikle yüksek ziyaretçi sayılarına ulaşmak mümkün değildir”

Bu kanı da yanlıştır ve pekala kopya içerikle on binlerce hatta yüz binlerce ziyaretçiye ulaşılabilir. Eğer bu sav doğru olsa idi yüzbinlerce ziyaretçisi olan haber sitelerinin sinek avlaması gerekirdi. Çünkü bütün haber siteleri bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki haber ajanslarından beslenmektedir ve yayınladıkları haberlerin neredeyse tamamı kopya içerik olarak nitelendirilebilir. Tabi burada bizim görevimiz, içeriğin elde ediliş şeklinin yasallığını sorgulamak değildir. Çünkü arama motorları, bir sitede yayınlanan içeriğin ajanslardan ücreti mukabili alınıp alınmadığını bilecek yetilere (en azından şimdilik) sahip değillerdir.

Çoğu zaman öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki; bir yazının ilk defa yayınlandığı (deyim yerindeyse yazı sahibi) site, arama sonuçlarında aynı yazıyı çalıp yayınlayan kopyacı sitelerden daha alt sıralarda çıkabilmektedir. İşte burada içeriğin kopya olup olmamasının önemini en aza indiren hatta sıfırlayan önemli bazı kriterler devreye girmektedir. Bu kriterler, ayrıca bir yazı konusu olacak kadar geniş olduğu için şimdilik değinmeyeceğim.

Sonuç olarak; alan adının site imajı için ve orta-uzun vadede marka olabilmek adına oldukça önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ama alan adının ve uzantısının popüler arama motorlarının sıralama kriterlerinde etken olması olasılığı yok denecek derecede zayıftır. Arama motorları içerikle, içeriğin sunuluş biçimiyle, teknikle ve yapıyla ilgilenirler, içeriğin hangi uzantıya sahip alan adında yayınlandığı ile değil!..