“Üç harfliler” şeklinde sıfatlar da yakıştırılan zincir/perakende marketlere yapılan, ‘gereğinden fazla hatta fahiş zamlar yaparak enflasyonu ve hayat pahalılığını körükledikleri’ şeklindeki suçlamalar son dönemde oldukça artış gösterdi. Bu suçlamaları, sistemin dinamiklerini bilmeyen ve pahalılıktan birinci derecede olumsuz yönde etkilenen sade vatandaşın yapması kabul edilebilir olsa da siyasetçiler de dahil karşı karşıya olduğumuz pahalılıkta asıl pay sahibi olanların da sade vatandaş gibi söylemlerde bulunmasını garipsiyorum açıkçası.
Zincir marketlerin bilinçli olarak fahiş zamlar yapıp yapmadığını tespit etmenin çok kolay olduğu gerçeğini herkes görmezden geliyor nedense. Oysa bu iddiaları ispat etmek için devletin açtığı Tarım Kredi Kooperatif Marketleri, benzer ürünleri iddia ettikleri gibi gerçek yani şişirilmemiş fiyatlarla satarlarsa zincir marketlerin nelere ne kadar haksız zam yaptıkları da oldukça basit bir şekilde anlaşılmış olmaz mı? Hatta vatandaş ucuzu varken pahalısını almayacağı için otomatik olarak iş yapamayacak zincir marketleri de cezalandırmış olmaz mı? Olur elbette.
Ama gel, gör ki bu yöntem tercih edilmiyor. Neden dersiniz? Çünkü zincir marketlerin fahiş zamlarla enflasyonu körükledikleri gibi iddialar abartıldığı ölçüde doğru değil. Hatta bu marketler, pahalı olduğunda vatandaşı direkt olarak en çok etkileyen gıda ürünleri ve temel ihtiyaç maddelerinin satıldığı yerler olduğu için günah keçisi ilan edilerek popülist bir art niyetle ve sorumluluktan kaçma saikiyle hareket edildiğini bile düşünmüyor değilim.
Nihayetinde; enflasyon bu kadar yüksekken, hammadde, akaryakıt, elektrik, personel giderleri ve diğer maliyetler (üç harflilerin zamlarından daha önce) katbekat artmışken son çıktı ürünlerin ucuz olmasını beklemek ya cehalet ya da art niyet sahibi olmak demektir.
Öyle görünüyor ki; yine asıl sorumlular, parmakları cambaza doğrultarak dersine çalışmamış olmanın ve kifayetsiz tembelliğinin sorumluluğundan kolayca yırtma çabasında…