Tamam sensin güzelim bu oyunun galibi
Mağlub olarak bana çekip gitmek farz oldu
Bir deryada yelkensiz rotasız sandal gibi
Hicran güzergahına akıp gitmek farz oldu
Ayrılalım sözünü kulaklarım duydu da
İnan aklım almıyor, gerçekten ayrıldık mı?
Verdiğin ümitlerle gönül aşka uydu da
Sensiz iflah olmuyor, gerçekten ayrıldık mı?
Yokluğun yüreğimde ne ateşler yaktı da,
Zulmünün yangınında esir oldum, bilmedin.
Mutluluğun pınarı sana doğru aktı da,
Geçeceğin yollara hasır oldum, bilmedin.
Canım cicim ayları yok benim mevsimimde
İcraat da olacak sözle yetinmiyorum
Aşk narına yanmaktır arzum da hevesim de
Yakan ateş olacak közle yetinmiyorum
Sen beni terk edeli yar edindim korkuyu,
Hasretinle kavruldum, küllerime dokunma!
Gurbet çekilmez çile, yalnızlıksa körkuyu,
Çözülmüyorlar ama fallarıma dokunma!
Unutması çok zormuş gözlerinin rengini
Başka bir aşka kapı açamam bundan sonra
Yüreğimde yanarken bu sevdanın yangını
Etrafa tebessümler saçamam bundan sonra
Berkemal değil artık kalbimin asayişi
Hasretinle yoruldu deli gönlüm, Azize!
Aşka uyarlıyordu her sözü, her deyişi
Lügatlere darıldı deli gönlüm, Azize!
Kar düştü saçlarıma ömrümün baharında
Değmezlerin uğruna her mevsim kışa döndü
Beyhudeymiş varlığım dünyanın nazarında
Sayende deli gönlüm kanatsız kuşa döndü
Girdabına düştüm dermansız aşkın
Durmadan gözyaşı döker ağlarım
Genç yaşımda oldum perişan düşkün
Her nefeste bin of çeker ağlarım
Bazen kızıp deli deli esince
Rüzgarında üşüyorum Gülyarim
Zaman gelip selamını kesince
Yollarına düşüyorum Gülyarim