Kategori: Yaşam |
Tarih: 07.02.2022, 15:03 Çoğu zaman insanlara verdiğiniz hak ettiklerinden fazla değer, zor durumlarda kalmanıza neden olur. Yanlışları affetmeniz, hataları düzeltmeniz, farklılıklara saygı göstermeniz, hiçbir ayrım gözetmeksizin yardımsever olmanız zamanla meziyetiniz değil de göreviniz olarak algılanır. Hatta bir süre sonra buna mecburmuşsunuz gibi davranılır size. İşte o zaman anlayın ki; taşlar yerinden oynamış, roller kontrolden çıkmış, insanlar insanlıkla alay etmeye başlamışlardır. Ve böyle zamanlarda üstlenmeniz gereken en önemli görev; insanlara rağmen insanlığın onuruna sahip çıkmaktır…
Kategori: Yaşam |
Tarih: 17.03.2021, 16:15 Tarihin her döneminde kısa zamanda ve kolay yoldan hatta hiç çalışmadan zengin olup refah içinde yaşamak isteyen çok insan oldu. Zevke ve rahatlığa düşkün doğası gereği her insanın buna meylinin olmasını bir nebze de olsa anlamak mümkün aslında. Fakat bu zaafın güdülerine uymak çoğu zaman beklenenle hiç de alakası olmayan nahoş durumlara maruz bırakıyor insanı.
Yine kolay yolla zengin olmak isteyip bir miktar da kafası hileye ve kurnazlığa meyilli düzenbazların eline düşen bu kolay yaşam muhterisleri, düştükleri tuzağı ancak iş işten geçtikten sonra anlıyorlar. Ve neredeyse hemen her gün haberlere konu olmaktan kurtulamıyorlar.
Bu tip kolay yaşam heveslisi miskinlerin anlamadıkları önemli bir şey var; ahlaki ve vicdani değerleri dejenere olmamış her insanın çalışıp hak ederek, alnının teri, emeğinin hakkıyla kazanmasının verdiği huzur ve mutluluğun yerini hiçbir şeyin tutamayacağı gerçeği. Ve yine legal yani yasalara uygun olsa bile hak edilmeden sahip olunan şeylerin aslında başka insanlardan çalmanın makyajlanmış, kılıfına uydurulmuş bir çeşidi olduğu.
Muhtemelen biz göremeyecek olsak da umarım çocuklarımız kimsenin hak etmediği şeyleri elde etmek için yalan-dolana ve zorbalığa başvurmadığı, başkalarına ait olana göz dikmediği adil ve müreffeh bir dünyada yaşama imkanına sahip olabilirler.
Kategori: Yaşam |
Tarih: 25.12.2020, 15:12 İnsan, içine düştüğü müşkül durumlara çoğu zaman kendi kararları ve tercihleri nedeniyle maruz kalır. Fakat ya zekâ seviyesi yeterli gelmediği için bunun farkına varamaz ya da kabullenmesi zor olduğu için inkârı tercih eder. Her iki halde de düştüğü duruma bir sorumlu araması gerektiğinde başvurduğu yegâne yöntem yalandır.
İnsanın yalana sığınmayı bir kaçış yolu olarak tercih etmesinin nedenleri oldukça basittir aslında; söylemesi de kolaydır, sorumluluk almaktan da kurtarır. Veya öyle zannedilir. Oysa günü kurtarmak için söylenen ve kimseye bir zararının olmadığı düşünülen yalanlar, sadece gönülleri yıkmakla kalmaz zamanla hayatları da altüst edecek sonuçlara yol açar.