Web 2.0 kavramı sanal hayatımıza girdiğinden beri tasarımlara farklı gözlerle baktığımız bir gerçek. Her ne kadar ne ifade ettiği veya hangi akımı temsil ettiği tam olarak açıklanamasa da belli başlı parametrelerini görebiliyoruz. Bunların en başında da tasarımda kullanılan menüler ve userbarlar geliyor. Farklı renk tonu geçişleriyle oluşturulan, kenarları yuvarlatılmış buton ve menüler Web 2.0 kavramını en çok açıklayabilecek özelliklerin başında geliyor olsa gerek.
E durum böyle olunca da birçok webmaster arkadaşımız bu tür buton ve menü yapımı için resim işleme programlarında dakikalarını hatta saatlerini harcamak durumunda kalıyorlar. Renk tonlarını tutturmadan geçişler arası mesafeye varana kadar birçok noktanın ince bir işçilikle yapılması gerekir ki ortaya çıkan ürün veya sonuç herkesi tatmin etsin.
Hal böyle olunca yani işin zahmet boyutu artınca teknoloji ve teknolojiyi seven hayırseverler devreye giriyor ve net alemine bağışladıkları ürünler ile bir anda birçok şeyi kolaylaştırıyorlar. Buna en güzel örnek de şu adresteki web 2.0 menü ve buton oluşturma işini kolaylaştıracak bir Photoshop eklentisi olur sanırım.
Resimde de görebileceğiniz üzere birçok farklı şekilde buton ve menü oluşturabileceğiniz bu ufak eklentiyi web20layerstylesve01.zip‘e tıklayarak bilgisayarınıza kaydettikten sonra sıkıştırılmış dosyayı açıyorsunuz ve içinden çıkan web20layerstylesv1.asl dosyasını bilgisayarınızda Photoshop’un kurulu olduğu dizinde \Presets\Styles klasörüne atıyorsunuz. Ardından da Edit -> Preset Manager’a gelerek Preset Type bölümünden Styles’i seçiyorsunuz. Load’a tıkladığınızda açılan seçim penceresinden \Presets\Styles dizininin içine biraz önce attığınız web20layerstylesv1.asl dosyasını seçip Load diyorsunuz. Done diyerek işlemi tamamlamış oluyorsunuz.
Artık sizin de web 2.0 tarzı buton ve menüler yapmak için hazır bir kaynağınız oldu. Bundan sonrası size kalmış.
Bildiğiniz gibi Mynet Türkiye’nin ilk portallarından bir tanesi. 1999 yılında Emre Kurttepeli tarafından kurulan ve ilk Türkçe içerikli portal olan Mynet, eposta servisi alanında da Türkiye’de oldukça iyi bir konuma sahip. Mynet; haber, arama, ekart, ilan, sohbet, ticaret merkezi, oyun, içeriğe yönelik reklam gibi servislerinin yanında alan adı ve barındırma hizmetleri alanında da Türkiye’deki sayılı firmaların arasına girmeyi başarmış.
Hal böyle olunca yani başka kişi ve kurumlara da internet üzerinden gerek e-posta gerekse site barındırma hizmeti verme pozisyonunda bir şirket olunca doğal olarak güvenlik anlamında da en son teknolojileri takip etmek, en geniş ve sağlam güvenlik ile hizmetlerini desteklemek gerekiyor. Ama maalesef ülkemizde kurumsallaşmış şirketlerin birçoğunun bile internete yatırım yapmaktan pek de hazzetmedikleri bir gerçek. Var olan düzen iş görüyorsa, kazandırıyorsa para harcayarak geleceğe yönelik büyük adımlar atmak pek de kimsenin işine gelmiyor. Var olanla yetinildiğinden dolayı da yerinde sayma kaçınılmaz oluyor.
İnternetle orta ve ileri düzeyde ilgilenen kullanıcı grubunun bu konuda Mynet gibi büyük yatırımlarla kurulmuş bir şirketin bu yatırımlarının devamını getirememesi, yenilikçi adımlar atmaması / atamaması da bu eleştirilerin başında geliyordu. Nitekim bugün akşam saat 21:00 sularında yaşanan bir olay da bir nevi bu eleştirel yorumları doğruladı. Yani yılların köklü internet şirketi Mynet de hacklenen siteler kervanına eklendi.
Evet, yanlış okumuyorsunuz; Mynet hacklendi.
Var olan bir mail adresim dışında pek de servislerini kullanmadığım için bu durumdan benim de ancak bu olay haber yapıldığında bilgim olacaktı. Ama bir arkadaşımın uyarısı ile bir nevi anında haberim oldu ve olaya şahitlik yapmış bulundum.
Bu hacklenme olayı aklımda bazı soru işaretleri oluşmasına neden oldu;
– On binlerce belki de yüz binlerce kişiye eposta ve hosting hizmeti sunan bir şirketin güvenliği nasıl oluyor da bu kadar kolay aşılabiliyor?
– Bu güvenlik açığından yararlanılarak yapılan saldırı sonucunda kendilerine hizmet verilen kişilerin özel bilgilerine de ulaşılabildi mi?
Mynet’in bu konu ile ilgili olarak bir açıklama yapması gerektiği kanısındayım. Zira bu durum, görmezden gelinerek geçiştirilebilecek kadar basit bir durum değildir.
Sabah işyerine varıp bilgisayarımı açtığımdan beri bir spam mail bombardımanı ile karşı karşıya kaldım. Çıkış nedenini ve merkezini henüz tam olarak kestirebilmiş değilim fakat bana ulaşan spam bombardımanının siftah maili Meridyen Fuarcılık’ın Ticaret Fuarları Direktörü bir bayanın maili.
Aslında her gün aldığımız spam maillerden biri veya birkaçı deyip geçiştirmek gayet mantıklı gibi görünüyordu ilk saatlerde. Fakat sonrasında bu furyanın mensuplarının veya kurbanlarının birbirleri ile olan yazışmaları da yine bana ulaştıkça ve bu yazışmalarda (benim gibi) mailleri alan diğer şahısların da birbirleri ile uzaktan yakından alakalarının, tanışıklıklarının olmadığının belli olmasından sonra aklımda ciddi anlamda soru işaretleri oluşmaya başladı.
Kısa bir zaman önce pishing vb. yollarla büyük çaplı kredi kartı bilgileri çalınarak oldukça yüklü miktarlarda dolandırıcılık gerçekleştirilmişti. Bunu da hatırladıktan sonra zaten istim üstünde olduğumuz güvenlik ve kişisel bilgi mahrumiyetinin ne kadar da çabuk delinebileceğini düşündüm. Virüs programlarınca taranıp not iliştirilen mailerden anladığım kadarıyla WORM_NETSKY.BI virüsü bulaşmış bir bilgisayar veya mail serverdan çıkan bir mail ortalığı velveleye vermiş. Her ne kadar Trend Micro‘nun sayfasında virüsün risk derecesi düşük olarak belirtilse de yazışmalarınızın konuyla veya mail listenizle alakası olmayan kullanıcılara da ulaşabiliyor olması düşündürücü.
Benim bu yazıyı yazdığım dakikalarda (21:23) mailler hala beşer onar dakikalık aralıklarla gelmeye devam ediyordu. Umarım kimse büyük bir zarar görmeden bu bombardıman atlatılır. Zira en mantıklısı bu tür durumlarda trafiğe katılmayıp durumu benim gibi koltuğa yaslanarak seyretmek!