Windows Live Mail nasıl alınır?

Önceki yazımda Microsoft’un henüz test aşamasında olan Windows Live Mail’ine geçmek için sarf ettiğim çabaları ve bu çabaların sonucunun ne şekilde sonuçlandığını yazmıştım. Bugün biraz mantık yürüttüm ve “Deaktif olan bir mail hesabı aktif edilince Live Mail katılımı seçeneği sunuyorsa açık olan bir hesaba da bu seçeneğin sunulması gerekir” diye düşündüm.

Live Mail Beta'ya Katılİşe sürekli kullandığım mail hesabını kapatmakla başladım. http://www.hotmail.msn.com/cgi-bin/Accountclose adresini mail hesabım açıkken adres çubuğuna yazıp onayladım.
Karşıma çıkan sayfada “Hesabımı Kapat” dedim ve hesabı geçici olarak kapattım. Daha sonra http://www.hotmail.com/ adresinden tekrar hesabıma giriş yaptım. Gerekli onaylamaları yaptıktan sonra ulaştığım posta kutumda “Windows Live Mail Beta’ya katıl” ibaresine tıklayıp aşağıdaki yolu takip ettim.

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Ve sonuç olarak Hotmail’i Windows Live Mail Beta’ya çevirmiş oldum.

Yalnız dikkat etmeniz gereken bir nokta; ülke seçeneğinin Türkiye olması! Daha önceleri 25 veya 250 MB posta alanı için ülke tercihleri USA olarak değiştirilen mail adreslerinde bu tür bir ibare çıkmıyor.

Microsoft, Türkiye’deki Hotmail kullanıcılarına da Windows Live Mail Beta katılımı sağladığına göre Windows Live Mail’in betalıktan çıkma zamanı yaklaşmış demektir.

Beta mailler karşı karşıya: Yahoo mu, Live mı?

“Live Mail ne zaman betalıktan kurtulacak da eşte dostta var olan yeni sistemi biz de kullanacağız?” diye düşünen arkadaşların olduğuna eminim. Gerçi hantal yapısı itibariyle kullanmaya değip değmeyeceği tartışılabilir. Lakin bizde her zaman en yeniye en son sürüme sahip olma hastalığı benim de Live Mail hakkında meraklanmama neden oldu.

Windows Live Mail Giriş EkranıBir ara hayli uğraştım; yapmadığım hile, etmediğim desise kalmadı. Ama ne yaptıysam nafile, Live Mail’e geçmeyi bir türlü beceremedim. Gmail icat oldu olalı kapasite sorunu da yaşamadığım ve Live Mail’in sunacağı 2 GB’a ihtiyaç duymadığım halde bu kadar uğraşmış olmama en sonunda kendim de şaşırdım. Bir türlü muvafık olamamanın da vermiş olduğu kızgınlık ve moral bozukluğuyla işin peşini bırakmıştım ki birkaç gün önce başıma enteresan bir olay geldi. Nasıl oldu bilmiyorum ama şu an hatırlayamadığım bir nedenden ötürü açtığım fakat hayli uzun zamandır kullanmadığım bir Hotmail adresimi kontrol edesim tuttu. Hesaba giriş yaptığımda doğal olarak geçen uzun zaman sonrasında deaktif olan hesabın aktivasyonunu yaptım. Hotmail Staff ilk mailimi gönderdi, maili silip kapattım. Ertesi gün tekrar oturum açtığımda bir de ne göreyim; sol üst bölümde “msn Hotmail” logosu ile kullanıcının hesap ismi arasında “Live Mail Beta’yı deneyin” gibi bir ibare duruyor. “Saatlerdir aradım, kaçtın. Peşini bırakınca kendin mi geldin? Tövbe tövbe!” dedim içimden. Fakat tabi ki ayağıma gelen bu fırsatı da kaçırmadım ve Hotmail’i Live Mail Beta’ya çeviriverdim.

Yahoo Live Mail Giriş EkranıMuhakkak biliyorsunuzdur, Yahoo! da yeni mail sistemine geçme çalışmaları yapıyor ve Yahoo! Mail Beta da kullanmak isteyen kullanıcılara hizmet veriyor. Her ne kadar Türkçe seçeneği bulunmasa da ben Yahoo!’nun betasını Microsoft’un köşe bucak herkesten saklamaya çalıştığı betadan kat be kat daha beğendim.

Nedenlerine gelince;

1. Fazla sert ve/veya önyargılı bir yorum olduğunu düşünebilirsiniz fakat yine de bu düşüncemden vazgeçmeyeceğim. Live Mail yine Microsoft’un tekelcilik anlayışının izleri ile dolup taşıyor! Internet Explorer’da sorun yokken Firefox’ta çerçevelerin genişlik ve yüksekliklerini ayarlamak gibi birçok özelliği hala çalışmıyor. Opera’da ise Firefox’taki sorunun yanı sıra altta veya sağda kullanma seçenekleri sunulan okuma bölmesi tamamıyla kayıp. Seçenekler’de açılan dropdown menü de hakeza meçhul! Yani henüz standartlara yaklaşmaktan çok uzakta Microsoft!

2. Microsoft’un gerek işletim sistemi gerekse diğer yazılımlarının başındaki en büyük sorunlardan biri olan performans, Live da olsa Dead da olsa mailinde de devam ediyor. Yahoo!’nun devekuşu tarafından kovalanan adamı kaçışını tamamladıktan sonra bilgisayarınızdaki herhangi bir posta okuma programı ile postalarınızı okuyormuşsunuz hissi veren betasına alışmış iseniz Live Mail kesinlikle gözünüze hoş ve performanslı görünmeyecektir.

3. Ayrıca üst bölümde logo banner kullanma alışkanlığını bırakamayan Microsoft’un gözümüze sokarcasına koyduğu logo desem değil, banner desem hiç değil ucube resmin de göz zevki ve hareket serbestisi arayanları üzeceği de bir gerçek. Oysa Yahoo! Mail Beta’yı açtığınızda sanki sahip olunan ekranın her pixeli düşünülerek değerlendirilmiş hissine kapılıyorsunuz. Renk seçimi itibariyle kullanıcıyı yormaması, istenilen içeriği anında sunup reklâm imajlarını sonradan yüklemeye bırakması yine Yahoo!’nun artı hanesine yazılacaklar arasında.

Şekilden ziyade işleve önem verdiğinden, kendini ispatlama veya rekabet etmeye ihtiyaç duymadığı için bu tür yarışlara girmediğinden ve görsel olarak aynı kulvarda yarışmadıklarından Google Mail (Gmail)’i bu karşılaştırmanın dışında tuttum.

Windows Live Mail Giriş Ekranı

Sonuç olarak ise Türkçe desteği olmaması haricinde bir eksisi olmayan Yahoo! Mail Beta, Microsoft’un köşe bucak denenmesinden bile kaçırdığı Live Mail Beta ile kıyaslanamayacak kadar üst sınıfta benim gözümde. Hala kendi ormanında yaşadığını düşünen Bill Gates’in kendisinin haricinde de kural koyucu, kanun yapıcıların (web standartları vs. anlamında) da olduğunu ve herkesin yapabileceği işi yapması gerektiğini kabullenmesi gerekmektedir. Aksi taktirde 3-5 günde bir harf ve rakamlarla doldurulan Program Ekle/Kaldır menüsüne sahip işletim sistemlerinin hantallığına, “Filan program geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılması gerekiyor” safsatalarına mahkum olacağız gibime geliyor. Üstelik bu kadar derdi, sıkıntıyı da yüzlerce hatta binlerce dolar vererek satın almış olacağız. Hiç akla ve mantığa uygun geliyor mu sizce?

Maliye hazır script mi kullanıyor?

Kısa bir zaman önce bir gazeteci abim benimle irtibata geçip bir arkadaşına ait web sitesinin hacklendiğini, bu konu ile ilgili bir yardımımın dokunup dokunamayacağını sormuştu. Site adresi, ftp gibi gerekli bilgileri aldıktan sonra yaptığım kısa bir incelemede ücretsiz dağıtılan bir hazır scriptle oluşturulduğunu fark ettim. Kodlarını ve yapısını incelediğimde bu scriptin pek de fena olmadığına karar verdim. Nitekim profesyonelce olmasa bile orta seviye bir dinamik site olabilirdi.

Yönetim bölümü dahi yapılmıştı. Hatta sadece yönetim bölümü yapılmamış, yönetim bölümünde haklar bile tayin edilmişti. “Lakin ucuz etin yahnisi” hesabı ücretsiz scriptin muhakkak eksikleri olacaktı.

Kastım scripte veya yazana herhangi bir kusur bulmak değil. Belki bir lise veya üniversite öğrencisi tarafından bir şeyler yapabilmek adına yazılan bu ücretsiz scriptte bile birçok ayrıntıya dikkat edilmiş.

Bugün gündeme bomba gibi bir haber düştü; Maliye Bakanlığı’nın Bilgi İşlem Merkezi’ne birileri sızıyor ve devlet görevlilerinin, siyasilerin mal varlıklarını, vergi bilgilerini sorguluyor. Ve bu durum da ne yazık ki tesadüfî bir olayla, başka bir olayın soruşturulması esnasında ortaya çıkıyor.

Tabi sızmadan kasıt şifreleri çalarak veya kırarak değil. Olayın aslı şu şekilde cereyan etmiştir, arz edeyim: Vergi dairelerinde çalışan Maliye Bakanlığı personeli sıcak bir mesai günü işini gücünü bitirmiş. Bakmışlar yapacak bir iş kalmamış, teyzelerimizin el örgülerini işyerlerine getirmeleri yasaklandı. Amcalarımız da tavlayı ancak iş çıkışı kahvede oynayacaklar. “Ne yapalım, ne yapalım?” diye düşünürlerken akıllarına mesailerinin nasıl geçtiğini anlayamayacakları güzellikte bir fikir geliyor; “Neden devlet büyüklerimizin ceplerinde ne kadar para, üstlerinde ne kadar gayrimenkul var öğrenmiyor, bunların karşılığında ödedikleri vergiye bakmıyoruz!” Büyüklerinin zaten kendilerine “Bilgi İşlem Merkezi’ne erişsinler de istediklerini yapsınlar diye şifre verdiklerini de hatırlamışlar ve hemen gerekli sorgulamaları yapıp hem meraklarını yenmişler, hem de geçmek bilmeyen uzun uzun mesai günü bir anda kısalıvermiş. Akşam da herkes güle oynaya evine gitmişler.

Evet, olayın özeti aynen bu şekildedir. Ha bu arada “Kim, hangi mesai arkadaşını çağırıp hangi devlet büyüğü hakkında ne dedikodusu yaptı?” diye soracak olursanız, onu cevaplamam hayli zaman alacaktır. O yüzden buraya yazmak istemiyorum. Sonra biz de dedikodu yapmış oluruz. Bu arada bilgilerine bakılan kişilerin arasında Emin Çölaşan, Fatih Altaylı ve Ertuğrul Özkök de varmış. Uğur Dündar’ı neden incelemediler, anlamış değilim!

Şaka bir yana, koskoca devletin parasının hesabını yapanların bu kadar başıboş bırakılması ne kadar da acı bir durum. Muhtemelen bu paraları hesap ettirmek için Bilgi İşlem firmalarına tonlarca para verip kullanacakları programları yazdırıyorlar. Yapılan en küçük bir güncellemenin, en ufak bir teknik desteğin ardından faturayı da devletin kasasına aynen dayarlar! Fakat gelin görün ki bir Maliye Başmüfettişi ile örgücü bir memure teyzenin program erişim yetkileri ne yazık ki aynı! (Bir bakanlıkta çalışan yakınımdan ötürü biliyorum, yanlış anlaşılmasın.) Tıpkı Türkticaret Net’in hizmet anlayışına benziyor.

Konumuza dönek olursak; tonlarca paralar verilip alınan, yazdırılan bu programları kimse incelemiyor, denetlemiyor gibime geliyor. Yoksa bu tür rezilliklerin yaşanması söz konusu bile olmazdı. Bedava dağıtılan bir portal scriptinde bile derecelendirme, yetkilendirme yapılabiliyorsa neden devlet bu kadar para verip de yazdırdığı entegrasyon sistemine istediği, ihtiyaç duyduğu özellikleri ekletmemiş? Ekletmek istemiş de yazılım firması “Ekleyemem” demişse neden ekleyebilen bir yazılım firmasına yaptırılmamış? Devletin belkemiğini oluşturan Maliye Bakanlığı’nda neden zehir gibi bilgi işlemci çocuklar istihdam edilmiyor? Yoksa koskoca devlet üç kuruşun hesabını yapıp hazır script mi kullanıyor da bu tür açıklarla, sorunlarla karşılaşıyor?