Emek hırsızlığının önüne geçilebilir mi?

Çağımızın arama klasiği haline gelen Google gerçekten de teknolojisi ve sistematiği ile ilgi duyulması, incelenmesi gereken bir araç. Bu kanıya daha önce varmış olmamla beraber her geçen gün sergilediği maharetlerle düşüncelerimi pekiştiriyor.

Bu konuda yazmaya karar vermemin nedeni; gerek telif ile ilgili olarak daha önce yaşadığım, en azından şahit olduğum olaylar, gerekse günümüzde çığırından çıkan webmasterlik – hostingcilik oyunu oynayan bebelerin çoğalması. Bebelerden kastım kesinlikle “yaşlarının küçük olmasından dolayı bu işi yapamayacakları” şeklinde bir düşünce olmamakla beraber, okula gidip geleceğine yön verecek zamanlarını gerekli – gereksiz forum siteleri açarak, warez sitelerden elde ettikleri rapidshare linklerini bu forumlara içerik olarak dolduranlar, ağabeylerinden öğrendikleri iki – üç hareketle ve harçlıklarından artırdıkları 3 – 5 kuruşla reseller hesapları kiralayan ve bu hesapları da “büyük bir firma” edasıyla sağa – sola satmaya yeltenenlerdir. Yoksa benden, birçoğumuzdan kat be kat daha çok bilgi ve beceriye sahip bebelerin olduğunu da kesinlikle inkâr etmiyorum.

Bebelerimizi bir kenara bırakarak asıl konuya gelecek olursak; Google’da yaptığım bir arama sonucunda epey enteresan sonuçlara ulaştım. Tabi ki tesadüfi bir aramaydı bu ve karşıma neyin çıkacağını kesinlikle bilmiyordum. Bir web sayfasında kalın harflerle yazılan “moleste lacmo” kelimeleriyle yaptığım bir arama sonucunda Google 828 sonuç buldu. Bu sonuçlar arasında yer alan Türk menşe’li sitelerin türlerinden ötürü yukarıdaki bebe mevzuu ortaya çıktı. :-)

Sonuçların içindeki Türk sitelerinin bir kısmını aşağıda sıralıyorum:

http://www.serdarhoca.com/web/index.swf Serdar Design (Özel istek üzerine web tasarımı)
http://194.27.225.99/wizard/flash/arayuz.swf Web Sihirbazı (Kendi web sitenizi oluşturuyorsunuz)
http://www.digitaldusler.com/main2.swf Dijital Düşler (Web tasarım stüdyosu)
http://www.izgarakeyfi.com/home.swf
http://www.cildirmarble.com/cildir.swf
http://www.radon-termal.com/radon.swf

Yukarıdaki 6 sonuçtan 3 tanesi web hizmeti verme amacıyla hareket eden kişi – kuruluşlar. Diğer üçü de muhtemelen bunların ürünleri.

“Moleste lacmo” nedir veya kimdir, bilmem. Bir webmaster olabilir, firma olabilir hatta lorem ipsum tarzı klişeleşmiş bir tabir bile olabilir. Ama sonuçta her ne veya kim ise ücret mukabili template denilen hazır şablonlarda kullanılan bir ibare (belki de hazırlayıcısı).

Geniş bir araştırma yapılsa benzeri yüzlerce hatta binlerce ibret olası örnek daha çıkacağına adım gibi eminim. Yani hazır şablonları alıp, içerikleri değiştirerek “Ben yaptım” diye satan, hava atan tipler! Ve sonuçta aynı animasyon, aynı site şablonu farklı içeriklerle, ufak logo değişiklikleri ile farklı farklı web adreslerinde karşımıza çıkıyor.

Hangi amaçla kullanılırsa o amaca hizmet eden teknoloji, ancak kontrol edilebildiği derecede iyidir. Kontrol edilemeyen, çığırından çıkan bir teknolojinin, para için hizmet ettiği amaç önemsenmeden pazarlanan bir teknolojinin felaketten başka bir şey getirmeyeceği bir gerçektir.

Nitekim en güzel örnek yukarıda. 30 – 40 dolar alacağız diye yazılan ve pazarlanan decompiler tarzı flash animasyon derleyici programlar sayesinde gerçek animatörlerin, tasarımcıların saatlerce hatta günlerce uğraşıp hazırladıkları animasyonları dakikalar içinde kendinize haksız bir şekilde mal edebiliyorsunuz. İşin bir diğer ilginç tarafı da bu tür negatif tarafa hizmet eden programların da “Dinsizin hakkından imansız gelir” misali lisanslı olarak değil de warez olarak (lisansını satın almadan almış gibi tam sürüm kullanma) internet camiasında bulunabiliyor olması. Hani derler ya; eden bulur.

Velhasıl, her kahvehanede okey veya 51 masası başında günde onlarca defa vatanın kurtarıldığı, çobanından patronuna, işçisinden memuruna, subayından polisine kadar her ferdinin potansiyel bir bakan, başbakan ve hatta cumhurbaşkanı, teknik direktör, sanatçı, şair adayı olduğu bu ülkede “Üzerimize vazife olmayan işlere karışmamamız gerektiğini” öğrenene kadar yurtdışından teknoloji de, tekstil ürünü de, deli danalı et de almaya mahkum olacağız.

Nod32, Avast! Antivirüs ve Alexa Toolbar

Orta ve ileri düzeyde bilgisayar kullananlar bilirler; Microsoft ve birçok markanın ürünleri bir bilgisayara kurulduğunda gelişmiş seçeneklerinde “Kurulan programın geliştirilmesi için geliştiriciye bilgi gönderme” gibi bir seçenek sunulur. Bu seçenek aktif ise karşılaşılan sorunların ve hataların üretici firmaya gönderilerek ürünün gelişimine katkı sağlaması amaçlanır.

Program ücretleri ile başa çıkamayan deyim yerindeyse fukara ama gururlu olup son sürüm meraklısı kullanıcılar ise programların son sürümlerini hatta tüm sürümlerini demo olarak kullanmak yerine “crack” denen yasa dışı yolla tam sürüm yaparak kullanırlar. Özellikle bilişim dünyasının ve internetin büyük gelişme göstermesi de crack sektörüne büyük katkılar (!) sağladı. Artık son sürümü yayınlanan bir programın lisans satın almadan tam sürüm kullanılması için gerekli dosyalara / seri numaralarına anında ulaşabiliyorsunuz.

En çok kullanılan lisanssız ürün haliyle en yaygın işletim sistemi Windows! Hal böyle olunca da Microsoft firmasının yukarıda bahsettiğim “geri bildirim” seçeneği ile lisans kontrolü de yaptığı yani bir nevi ürünlerine korsan kullanıcıları ispiyonlayan bir sistem entegre ettiği kabul gören bir gerçek halini aldı.

Bu geri bildirim olayının bir benzeri de Alexa tarafından web sitelerinin kullanım ve ziyaret oranlarını ölçmek için geliştirdiği Alexa Toolbar’da kullanılıyor. Kullanıcı tarafından sisteme kurulan bu programcık kendini Internet Explorer’a yamayarak bu tarayıcı tarafından gezilen siteleri merkeze bildiriyor. Merkez de bu istatistikler ışığında web sitelerinin ziyaret oranlarını belirleyerek bir sıralama oluşturuyor. Bu sıralama sonucunda ise üst basamakta olan web siteleri Alexa’yı referans göstererek reklâm pastasından aldıkları payları artırabiliyorlar. Durum dolaylı olarak paraya dayandığında Türk Milleti’nin aklına gelmeyecek kurnazlık ve hile de tabi ki kalmıyor. Nitekim birçok haber sitesi de -ki en çok reklâm peşinde koşan internet oluşumudur- Alexa Toolbar’ı yükletmek ve bu vesile ile sitelerinin sıralamasını artırmak için çaba sarf ediyor.

Toolbar sistemine karşı bir internet kullanıcısı olarak şimdiye kadar bu sistemi hiç kullanmadım. Fakat bilgi işlem görevi üstlendiğimden ötürü toolbarların yüklü olduğu makineleri kullanma fırsatım oldu. Yeniden kurulan bir makineye yapılacak ilk işlemin virüs programı kurulumu olduğu düşüncesindeyim. Virüs programı olarak da hayli zamandır hem sistemi yavaşlatmayan hem de güvenli olduğunu düşündüğüm Alvil Software’in Avast! Antivirüs programını kullanıyordum. Ta ki eve yeni aldığım hız canavarı çift işlemcili bilgisayarıma deneme amaçlı Nod32’yi kurana kadar. Hasbelkader web programcılığı ile de uğraştığımdan kullandığım bazı asp dosyalarının (zehir3.asp vs) Nod32 tarafından zararlı görüldüğünü görünce bu programda karar kıldım. Nitekim asp dosyasındaki tahrip edici kodu fark eden bir virüs programına güvenmeyeceğim de dosyalara kendi kafasına göre kod ekleyen Kaspersky Antivirüs’e veya sistemin her tarafına ahtapot gibi kök salarak işlem yapılamaz bir sistem bırakan, kaldırmak istendiğinde bin bir türlü zorluk çıkaran Norton Antivirüs’e mi güvenecektim! Hatta o kadar ki kendi sistemini kaldırmak için ekstra bir program yazacak kadar ileri giden (Norton Removal Tool) bir antivirüs programına ne kadar itimat edersiniz ki!

Neyse, asıl konumuza dönelim. Alexa Toolbar da geri bildirim özelliği nedeniyle Nod32’nin spyware listesindeki yerini çoktan almıştı ve kurulum dosyasını dahi diskinize indirmenize müsaade etmiyor, spyware olarak algılayıp engelliyor ve siliyordu Nod32.

Daha önce Avast yüklü bilgisayarlarda sorunsuz çalıştığına şahit olduğum Alexa Toolbar artık Avast tarafından da spyware olarak algılanmaya başlandı. Kurulum dosyasını tehdit olarak görmese de kurulum sonrası çalışan dosyalarının icraatlarını fark edip damgayı vuruyor ve engelliyor. Gerçekten güzel bir gelişme.

İleri düzey bilgi sahibi olmayan okuyucularına Alexa Toolbar yükletip sitelerinin popülerliğini artırma hilesine kaçan haber sitesi sahipleri için üzücü bir durum olsa da her türlü gizli, el altından bilgi hırsızlığı peşinde olanlara karşı bu tür gelişmeler oldukça sevindirici.

Darısı diğer cacık 1 antivirüs programlarının başına!

1. Cacık: İşe yaramaz, değersiz!

Windows Live Mail nasıl alınır?

Önceki yazımda Microsoft’un henüz test aşamasında olan Windows Live Mail’ine geçmek için sarf ettiğim çabaları ve bu çabaların sonucunun ne şekilde sonuçlandığını yazmıştım. Bugün biraz mantık yürüttüm ve “Deaktif olan bir mail hesabı aktif edilince Live Mail katılımı seçeneği sunuyorsa açık olan bir hesaba da bu seçeneğin sunulması gerekir” diye düşündüm.

Live Mail Beta'ya Katılİşe sürekli kullandığım mail hesabını kapatmakla başladım. http://www.hotmail.msn.com/cgi-bin/Accountclose adresini mail hesabım açıkken adres çubuğuna yazıp onayladım.
Karşıma çıkan sayfada “Hesabımı Kapat” dedim ve hesabı geçici olarak kapattım. Daha sonra http://www.hotmail.com/ adresinden tekrar hesabıma giriş yaptım. Gerekli onaylamaları yaptıktan sonra ulaştığım posta kutumda “Windows Live Mail Beta’ya katıl” ibaresine tıklayıp aşağıdaki yolu takip ettim.

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Ve sonuç olarak Hotmail’i Windows Live Mail Beta’ya çevirmiş oldum.

Yalnız dikkat etmeniz gereken bir nokta; ülke seçeneğinin Türkiye olması! Daha önceleri 25 veya 250 MB posta alanı için ülke tercihleri USA olarak değiştirilen mail adreslerinde bu tür bir ibare çıkmıyor.

Microsoft, Türkiye’deki Hotmail kullanıcılarına da Windows Live Mail Beta katılımı sağladığına göre Windows Live Mail’in betalıktan çıkma zamanı yaklaşmış demektir.