Bıktıran spam mail bombardımanı

Sabah işyerine varıp bilgisayarımı açtığımdan beri bir spam mail bombardımanı ile karşı karşıya kaldım. Çıkış nedenini ve merkezini henüz tam olarak kestirebilmiş değilim fakat bana ulaşan spam bombardımanının siftah maili Meridyen Fuarcılık’ın Ticaret Fuarları Direktörü bir bayanın maili.

Aslında her gün aldığımız spam maillerden biri veya birkaçı deyip geçiştirmek gayet mantıklı gibi görünüyordu ilk saatlerde. Fakat sonrasında bu furyanın mensuplarının veya kurbanlarının birbirleri ile olan yazışmaları da yine bana ulaştıkça ve bu yazışmalarda (benim gibi) mailleri alan diğer şahısların da birbirleri ile uzaktan yakından alakalarının, tanışıklıklarının olmadığının belli olmasından sonra aklımda ciddi anlamda soru işaretleri oluşmaya başladı.

Kısa bir zaman önce pishing vb. yollarla büyük çaplı kredi kartı bilgileri çalınarak oldukça yüklü miktarlarda dolandırıcılık gerçekleştirilmişti. Bunu da hatırladıktan sonra zaten istim üstünde olduğumuz güvenlik ve kişisel bilgi mahrumiyetinin ne kadar da çabuk delinebileceğini düşündüm. Virüs programlarınca taranıp not iliştirilen mailerden anladığım kadarıyla WORM_NETSKY.BI virüsü bulaşmış bir bilgisayar veya mail serverdan çıkan bir mail ortalığı velveleye vermiş. Her ne kadar Trend Micro‘nun sayfasında virüsün risk derecesi düşük olarak belirtilse de yazışmalarınızın konuyla veya mail listenizle alakası olmayan kullanıcılara da ulaşabiliyor olması düşündürücü.

Benim bu yazıyı yazdığım dakikalarda (21:23) mailler hala beşer onar dakikalık aralıklarla gelmeye devam ediyordu. Umarım kimse büyük bir zarar görmeden bu bombardıman atlatılır. Zira en mantıklısı bu tür durumlarda trafiğe katılmayıp durumu benim gibi koltuğa yaslanarak seyretmek!

Sitemap nedir, nasıl oluşturulur?

Web sitesi gerek kurumların gerekse kişilerin tanınmak, ürünlerini ve hizmetlerini tanıtmak ve para kazanmak için sahip olmaları gereken yegâne bir araç haline geldi. Hatta devlet bile çıkardığı bir kanun ile (Ticaret Kanunu Madde 1502) kurumları web sitesi sahibi olmalarını zorunluluk haline getirdi.

Hal böyle olunca da webmasterlara, web sitesi hazırlama işi ile uğraşan şirketlere gün doğdu. Pazar payı da teknolojinin ve internetin kullanım oranlarının artması ile gittikçe artıyor. Bu pastadan pay almak isteyen ve site hazırlama ile az – çok alakalı olan herkes 3-5 kuruşa kendine bir web sitesi kurarak ve şirket edası vererek (bireysel hareketler için söylüyorum) müşteri aramaya başladı. Tabi ki serbest pazar ekonomisinde vergisini ödeyen herkesin yasal olmak kaydıyla istediği her türlü işi yapmaya, istediği alanda faaliyet göstermeye hakkı var. Fakat olayın profesyonellik boyutunu ele aldığınızda iş sadece vergi ödemekle, “Bu işi yapabiliyorum” demekle veya “Web sitesi olmayanlara hapis cezası” sloganlarıyla olmuyor. Yapılan işi yapabilirlik de oldukça önemli bir nokta. Nitekim küçük paralar karşılığında interneti çöplüğe çeviren yüzlerce belki de binlerce webmaster aday adayımız mevcut.

Sağdan – soldan site görünümlerini kopyalayarak, hazır şablonları (template) kullanarak, üzerinde küçük değişiklikler yaparak “Al sana web sitesi yaptım” felsefesiyle hareket edenlerin çokluğu, internette biraz gezindiğiniz zaman kanıtlanıyor.

Olayın bu boyutunu bir kenara bırakarak asıl mevzumuza dönmekte yarar var. Hazırlanan web sitelerinde tabi ki uyulması gereken birçok kural var. Bu kurallar zorunluluk olmamakla birlikte gerek kullanılırlığı gerekse asıl amacı olan tanınabilirlik ve erişilebilirliği önemli ölçüde artırmaktadır.

Hazırlanan bir web sitesinin en kolay ve iyi tanıtım şekli yine internet ile yapılanıdır. Bunun içinse referans noktası tabi ki Google. Bir web sitesi Google tarafından kale alınıp incelendikten ve önemsendikten sonra yukarıda bahsettiğimiz erişilebilirlik amacına biraz daha yaklaşmış olacaktır.

Peki, Google ve diğer arama motorları tarafından fark edilmek için gerekli kriterler nelerdir?

* En başta hazırlanan web sitesinin özgün bir içeriğe sahip olması gerekiyor. Yani diğer sitelerden alınan / çalınan içeriklerle değil de kendi ürettiği metalarla inşa edilmesi gerekiyor. Aksi taktirde içeriği aynı olan diğer web siteleri ile karşılaştırılan site belirli kriterler doğrultusunda sıralanmaya tabi tutulur ve ona göre artı veya eksi not alır.

* Diğer bir önemli nokta da web sitesinin gerek hız gerekse kullanılabilirlik açısından rahatlığıdır. Bunu da belirleyen başlıca kriterler vardır ve bu kriterler W3C – The World Wide Web Consortium (Dünya Çapında Ağ Birliği) tarafından belirlenmektedir. Web sitelerinin bu kriterlere uygun olarak yapılması halinde tarayıcılar (Firefox, Opera, Safari, Internet Explorer vs.) tarafından okunabilirliği büyük ölçüde artmaktadır.

* Diğer ve asıl mevzumuz olan kriter ise sitenize gelen arama motoru örümceklerinin (botlar) sitenizin içeriğini sağlıklı bir şekilde okuyarak kaydedebilmeleridir. Bu konuda siz onlara ne kadar yardımcı olursanız onlar da site bir o kadar yardımcı olur ve maksimum düzeyde geri dönüş elde edersiniz.

Bu arama motoru botlarına yapacağınız en büyük iyiliklerden bir tanesi; sitenizin haritasını çıkararak onlara sunmaktır. Onlar da bu doğrultuda sitenizin içeriğini kaydeder ve ihtiyacı olanlara sunarlar.

Web sitenize harita hazırlamanın bir çok yolu yordamı vardır. Bunlardan en çok bilinen ve uygulananı ise sitemap oluşturmaktır. Hatta bu olay o kadar ileri bir seviyeye ulaştı ki sırf ücretsiz – ücretsiz sitemap oluşturma hizmeti veren web siteleri, programcıklar mevcut. Bu programlardan GSiteCrawler programını kurarak istediğiniz sitenin site haritasını oluşturabilirsiniz.

Emek hırsızlığının önüne geçilebilir mi?

Çağımızın arama klasiği haline gelen Google gerçekten de teknolojisi ve sistematiği ile ilgi duyulması, incelenmesi gereken bir araç. Bu kanıya daha önce varmış olmamla beraber her geçen gün sergilediği maharetlerle düşüncelerimi pekiştiriyor.

Bu konuda yazmaya karar vermemin nedeni; gerek telif ile ilgili olarak daha önce yaşadığım, en azından şahit olduğum olaylar, gerekse günümüzde çığırından çıkan webmasterlik – hostingcilik oyunu oynayan bebelerin çoğalması. Bebelerden kastım kesinlikle “yaşlarının küçük olmasından dolayı bu işi yapamayacakları” şeklinde bir düşünce olmamakla beraber, okula gidip geleceğine yön verecek zamanlarını gerekli – gereksiz forum siteleri açarak, warez sitelerden elde ettikleri rapidshare linklerini bu forumlara içerik olarak dolduranlar, ağabeylerinden öğrendikleri iki – üç hareketle ve harçlıklarından artırdıkları 3 – 5 kuruşla reseller hesapları kiralayan ve bu hesapları da “büyük bir firma” edasıyla sağa – sola satmaya yeltenenlerdir. Yoksa benden, birçoğumuzdan kat be kat daha çok bilgi ve beceriye sahip bebelerin olduğunu da kesinlikle inkâr etmiyorum.

Bebelerimizi bir kenara bırakarak asıl konuya gelecek olursak; Google’da yaptığım bir arama sonucunda epey enteresan sonuçlara ulaştım. Tabi ki tesadüfi bir aramaydı bu ve karşıma neyin çıkacağını kesinlikle bilmiyordum. Bir web sayfasında kalın harflerle yazılan “moleste lacmo” kelimeleriyle yaptığım bir arama sonucunda Google 828 sonuç buldu. Bu sonuçlar arasında yer alan Türk menşe’li sitelerin türlerinden ötürü yukarıdaki bebe mevzuu ortaya çıktı. :-)

Sonuçların içindeki Türk sitelerinin bir kısmını aşağıda sıralıyorum:

http://www.serdarhoca.com/web/index.swf Serdar Design (Özel istek üzerine web tasarımı)
http://194.27.225.99/wizard/flash/arayuz.swf Web Sihirbazı (Kendi web sitenizi oluşturuyorsunuz)
http://www.digitaldusler.com/main2.swf Dijital Düşler (Web tasarım stüdyosu)
http://www.izgarakeyfi.com/home.swf
http://www.cildirmarble.com/cildir.swf
http://www.radon-termal.com/radon.swf

Yukarıdaki 6 sonuçtan 3 tanesi web hizmeti verme amacıyla hareket eden kişi – kuruluşlar. Diğer üçü de muhtemelen bunların ürünleri.

“Moleste lacmo” nedir veya kimdir, bilmem. Bir webmaster olabilir, firma olabilir hatta lorem ipsum tarzı klişeleşmiş bir tabir bile olabilir. Ama sonuçta her ne veya kim ise ücret mukabili template denilen hazır şablonlarda kullanılan bir ibare (belki de hazırlayıcısı).

Geniş bir araştırma yapılsa benzeri yüzlerce hatta binlerce ibret olası örnek daha çıkacağına adım gibi eminim. Yani hazır şablonları alıp, içerikleri değiştirerek “Ben yaptım” diye satan, hava atan tipler! Ve sonuçta aynı animasyon, aynı site şablonu farklı içeriklerle, ufak logo değişiklikleri ile farklı farklı web adreslerinde karşımıza çıkıyor.

Hangi amaçla kullanılırsa o amaca hizmet eden teknoloji, ancak kontrol edilebildiği derecede iyidir. Kontrol edilemeyen, çığırından çıkan bir teknolojinin, para için hizmet ettiği amaç önemsenmeden pazarlanan bir teknolojinin felaketten başka bir şey getirmeyeceği bir gerçektir.

Nitekim en güzel örnek yukarıda. 30 – 40 dolar alacağız diye yazılan ve pazarlanan decompiler tarzı flash animasyon derleyici programlar sayesinde gerçek animatörlerin, tasarımcıların saatlerce hatta günlerce uğraşıp hazırladıkları animasyonları dakikalar içinde kendinize haksız bir şekilde mal edebiliyorsunuz. İşin bir diğer ilginç tarafı da bu tür negatif tarafa hizmet eden programların da “Dinsizin hakkından imansız gelir” misali lisanslı olarak değil de warez olarak (lisansını satın almadan almış gibi tam sürüm kullanma) internet camiasında bulunabiliyor olması. Hani derler ya; eden bulur.

Velhasıl, her kahvehanede okey veya 51 masası başında günde onlarca defa vatanın kurtarıldığı, çobanından patronuna, işçisinden memuruna, subayından polisine kadar her ferdinin potansiyel bir bakan, başbakan ve hatta cumhurbaşkanı, teknik direktör, sanatçı, şair adayı olduğu bu ülkede “Üzerimize vazife olmayan işlere karışmamamız gerektiğini” öğrenene kadar yurtdışından teknoloji de, tekstil ürünü de, deli danalı et de almaya mahkum olacağız.