Nod32, Avast! Antivirüs ve Alexa Toolbar

Orta ve ileri düzeyde bilgisayar kullananlar bilirler; Microsoft ve birçok markanın ürünleri bir bilgisayara kurulduğunda gelişmiş seçeneklerinde “Kurulan programın geliştirilmesi için geliştiriciye bilgi gönderme” gibi bir seçenek sunulur. Bu seçenek aktif ise karşılaşılan sorunların ve hataların üretici firmaya gönderilerek ürünün gelişimine katkı sağlaması amaçlanır.

Program ücretleri ile başa çıkamayan deyim yerindeyse fukara ama gururlu olup son sürüm meraklısı kullanıcılar ise programların son sürümlerini hatta tüm sürümlerini demo olarak kullanmak yerine “crack” denen yasa dışı yolla tam sürüm yaparak kullanırlar. Özellikle bilişim dünyasının ve internetin büyük gelişme göstermesi de crack sektörüne büyük katkılar (!) sağladı. Artık son sürümü yayınlanan bir programın lisans satın almadan tam sürüm kullanılması için gerekli dosyalara / seri numaralarına anında ulaşabiliyorsunuz.

En çok kullanılan lisanssız ürün haliyle en yaygın işletim sistemi Windows! Hal böyle olunca da Microsoft firmasının yukarıda bahsettiğim “geri bildirim” seçeneği ile lisans kontrolü de yaptığı yani bir nevi ürünlerine korsan kullanıcıları ispiyonlayan bir sistem entegre ettiği kabul gören bir gerçek halini aldı.

Bu geri bildirim olayının bir benzeri de Alexa tarafından web sitelerinin kullanım ve ziyaret oranlarını ölçmek için geliştirdiği Alexa Toolbar’da kullanılıyor. Kullanıcı tarafından sisteme kurulan bu programcık kendini Internet Explorer’a yamayarak bu tarayıcı tarafından gezilen siteleri merkeze bildiriyor. Merkez de bu istatistikler ışığında web sitelerinin ziyaret oranlarını belirleyerek bir sıralama oluşturuyor. Bu sıralama sonucunda ise üst basamakta olan web siteleri Alexa’yı referans göstererek reklâm pastasından aldıkları payları artırabiliyorlar. Durum dolaylı olarak paraya dayandığında Türk Milleti’nin aklına gelmeyecek kurnazlık ve hile de tabi ki kalmıyor. Nitekim birçok haber sitesi de -ki en çok reklâm peşinde koşan internet oluşumudur- Alexa Toolbar’ı yükletmek ve bu vesile ile sitelerinin sıralamasını artırmak için çaba sarf ediyor.

Toolbar sistemine karşı bir internet kullanıcısı olarak şimdiye kadar bu sistemi hiç kullanmadım. Fakat bilgi işlem görevi üstlendiğimden ötürü toolbarların yüklü olduğu makineleri kullanma fırsatım oldu. Yeniden kurulan bir makineye yapılacak ilk işlemin virüs programı kurulumu olduğu düşüncesindeyim. Virüs programı olarak da hayli zamandır hem sistemi yavaşlatmayan hem de güvenli olduğunu düşündüğüm Alvil Software’in Avast! Antivirüs programını kullanıyordum. Ta ki eve yeni aldığım hız canavarı çift işlemcili bilgisayarıma deneme amaçlı Nod32’yi kurana kadar. Hasbelkader web programcılığı ile de uğraştığımdan kullandığım bazı asp dosyalarının (zehir3.asp vs) Nod32 tarafından zararlı görüldüğünü görünce bu programda karar kıldım. Nitekim asp dosyasındaki tahrip edici kodu fark eden bir virüs programına güvenmeyeceğim de dosyalara kendi kafasına göre kod ekleyen Kaspersky Antivirüs’e veya sistemin her tarafına ahtapot gibi kök salarak işlem yapılamaz bir sistem bırakan, kaldırmak istendiğinde bin bir türlü zorluk çıkaran Norton Antivirüs’e mi güvenecektim! Hatta o kadar ki kendi sistemini kaldırmak için ekstra bir program yazacak kadar ileri giden (Norton Removal Tool) bir antivirüs programına ne kadar itimat edersiniz ki!

Neyse, asıl konumuza dönelim. Alexa Toolbar da geri bildirim özelliği nedeniyle Nod32’nin spyware listesindeki yerini çoktan almıştı ve kurulum dosyasını dahi diskinize indirmenize müsaade etmiyor, spyware olarak algılayıp engelliyor ve siliyordu Nod32.

Daha önce Avast yüklü bilgisayarlarda sorunsuz çalıştığına şahit olduğum Alexa Toolbar artık Avast tarafından da spyware olarak algılanmaya başlandı. Kurulum dosyasını tehdit olarak görmese de kurulum sonrası çalışan dosyalarının icraatlarını fark edip damgayı vuruyor ve engelliyor. Gerçekten güzel bir gelişme.

İleri düzey bilgi sahibi olmayan okuyucularına Alexa Toolbar yükletip sitelerinin popülerliğini artırma hilesine kaçan haber sitesi sahipleri için üzücü bir durum olsa da her türlü gizli, el altından bilgi hırsızlığı peşinde olanlara karşı bu tür gelişmeler oldukça sevindirici.

Darısı diğer cacık 1 antivirüs programlarının başına!

1. Cacık: İşe yaramaz, değersiz!

Windows Live Mail nasıl alınır?

Önceki yazımda Microsoft’un henüz test aşamasında olan Windows Live Mail’ine geçmek için sarf ettiğim çabaları ve bu çabaların sonucunun ne şekilde sonuçlandığını yazmıştım. Bugün biraz mantık yürüttüm ve “Deaktif olan bir mail hesabı aktif edilince Live Mail katılımı seçeneği sunuyorsa açık olan bir hesaba da bu seçeneğin sunulması gerekir” diye düşündüm.

Live Mail Beta'ya Katılİşe sürekli kullandığım mail hesabını kapatmakla başladım. http://www.hotmail.msn.com/cgi-bin/Accountclose adresini mail hesabım açıkken adres çubuğuna yazıp onayladım.
Karşıma çıkan sayfada “Hesabımı Kapat” dedim ve hesabı geçici olarak kapattım. Daha sonra http://www.hotmail.com/ adresinden tekrar hesabıma giriş yaptım. Gerekli onaylamaları yaptıktan sonra ulaştığım posta kutumda “Windows Live Mail Beta’ya katıl” ibaresine tıklayıp aşağıdaki yolu takip ettim.

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Windows Live Mail nasıl alınır?

Ve sonuç olarak Hotmail’i Windows Live Mail Beta’ya çevirmiş oldum.

Yalnız dikkat etmeniz gereken bir nokta; ülke seçeneğinin Türkiye olması! Daha önceleri 25 veya 250 MB posta alanı için ülke tercihleri USA olarak değiştirilen mail adreslerinde bu tür bir ibare çıkmıyor.

Microsoft, Türkiye’deki Hotmail kullanıcılarına da Windows Live Mail Beta katılımı sağladığına göre Windows Live Mail’in betalıktan çıkma zamanı yaklaşmış demektir.

Beta mailler karşı karşıya: Yahoo mu, Live mı?

“Live Mail ne zaman betalıktan kurtulacak da eşte dostta var olan yeni sistemi biz de kullanacağız?” diye düşünen arkadaşların olduğuna eminim. Gerçi hantal yapısı itibariyle kullanmaya değip değmeyeceği tartışılabilir. Lakin bizde her zaman en yeniye en son sürüme sahip olma hastalığı benim de Live Mail hakkında meraklanmama neden oldu.

Windows Live Mail Giriş EkranıBir ara hayli uğraştım; yapmadığım hile, etmediğim desise kalmadı. Ama ne yaptıysam nafile, Live Mail’e geçmeyi bir türlü beceremedim. Gmail icat oldu olalı kapasite sorunu da yaşamadığım ve Live Mail’in sunacağı 2 GB’a ihtiyaç duymadığım halde bu kadar uğraşmış olmama en sonunda kendim de şaşırdım. Bir türlü muvafık olamamanın da vermiş olduğu kızgınlık ve moral bozukluğuyla işin peşini bırakmıştım ki birkaç gün önce başıma enteresan bir olay geldi. Nasıl oldu bilmiyorum ama şu an hatırlayamadığım bir nedenden ötürü açtığım fakat hayli uzun zamandır kullanmadığım bir Hotmail adresimi kontrol edesim tuttu. Hesaba giriş yaptığımda doğal olarak geçen uzun zaman sonrasında deaktif olan hesabın aktivasyonunu yaptım. Hotmail Staff ilk mailimi gönderdi, maili silip kapattım. Ertesi gün tekrar oturum açtığımda bir de ne göreyim; sol üst bölümde “msn Hotmail” logosu ile kullanıcının hesap ismi arasında “Live Mail Beta’yı deneyin” gibi bir ibare duruyor. “Saatlerdir aradım, kaçtın. Peşini bırakınca kendin mi geldin? Tövbe tövbe!” dedim içimden. Fakat tabi ki ayağıma gelen bu fırsatı da kaçırmadım ve Hotmail’i Live Mail Beta’ya çeviriverdim.

Yahoo Live Mail Giriş EkranıMuhakkak biliyorsunuzdur, Yahoo! da yeni mail sistemine geçme çalışmaları yapıyor ve Yahoo! Mail Beta da kullanmak isteyen kullanıcılara hizmet veriyor. Her ne kadar Türkçe seçeneği bulunmasa da ben Yahoo!’nun betasını Microsoft’un köşe bucak herkesten saklamaya çalıştığı betadan kat be kat daha beğendim.

Nedenlerine gelince;

1. Fazla sert ve/veya önyargılı bir yorum olduğunu düşünebilirsiniz fakat yine de bu düşüncemden vazgeçmeyeceğim. Live Mail yine Microsoft’un tekelcilik anlayışının izleri ile dolup taşıyor! Internet Explorer’da sorun yokken Firefox’ta çerçevelerin genişlik ve yüksekliklerini ayarlamak gibi birçok özelliği hala çalışmıyor. Opera’da ise Firefox’taki sorunun yanı sıra altta veya sağda kullanma seçenekleri sunulan okuma bölmesi tamamıyla kayıp. Seçenekler’de açılan dropdown menü de hakeza meçhul! Yani henüz standartlara yaklaşmaktan çok uzakta Microsoft!

2. Microsoft’un gerek işletim sistemi gerekse diğer yazılımlarının başındaki en büyük sorunlardan biri olan performans, Live da olsa Dead da olsa mailinde de devam ediyor. Yahoo!’nun devekuşu tarafından kovalanan adamı kaçışını tamamladıktan sonra bilgisayarınızdaki herhangi bir posta okuma programı ile postalarınızı okuyormuşsunuz hissi veren betasına alışmış iseniz Live Mail kesinlikle gözünüze hoş ve performanslı görünmeyecektir.

3. Ayrıca üst bölümde logo banner kullanma alışkanlığını bırakamayan Microsoft’un gözümüze sokarcasına koyduğu logo desem değil, banner desem hiç değil ucube resmin de göz zevki ve hareket serbestisi arayanları üzeceği de bir gerçek. Oysa Yahoo! Mail Beta’yı açtığınızda sanki sahip olunan ekranın her pixeli düşünülerek değerlendirilmiş hissine kapılıyorsunuz. Renk seçimi itibariyle kullanıcıyı yormaması, istenilen içeriği anında sunup reklâm imajlarını sonradan yüklemeye bırakması yine Yahoo!’nun artı hanesine yazılacaklar arasında.

Şekilden ziyade işleve önem verdiğinden, kendini ispatlama veya rekabet etmeye ihtiyaç duymadığı için bu tür yarışlara girmediğinden ve görsel olarak aynı kulvarda yarışmadıklarından Google Mail (Gmail)’i bu karşılaştırmanın dışında tuttum.

Windows Live Mail Giriş Ekranı

Sonuç olarak ise Türkçe desteği olmaması haricinde bir eksisi olmayan Yahoo! Mail Beta, Microsoft’un köşe bucak denenmesinden bile kaçırdığı Live Mail Beta ile kıyaslanamayacak kadar üst sınıfta benim gözümde. Hala kendi ormanında yaşadığını düşünen Bill Gates’in kendisinin haricinde de kural koyucu, kanun yapıcıların (web standartları vs. anlamında) da olduğunu ve herkesin yapabileceği işi yapması gerektiğini kabullenmesi gerekmektedir. Aksi taktirde 3-5 günde bir harf ve rakamlarla doldurulan Program Ekle/Kaldır menüsüne sahip işletim sistemlerinin hantallığına, “Filan program geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılması gerekiyor” safsatalarına mahkum olacağız gibime geliyor. Üstelik bu kadar derdi, sıkıntıyı da yüzlerce hatta binlerce dolar vererek satın almış olacağız. Hiç akla ve mantığa uygun geliyor mu sizce?